Meslek hastalığı nedeniyle tazminat davası, hekim hatası (malpraktis) tazminat davası, haksız tutuklama – gözaltı – el koyma ile ilgili tazminat davaları, iş kazası tazminat davası, noterlerin hukuki sorumluluğu ile ilgili tazminat davaları, maddi ve manevi tazminat davaları, trafik kazası tazminat davaları, mobbing(psikolojik baskı) tazminat davaları, boşanma ile ilgili maddi ve manevi tazm,nat davaları, destekten yoksun kalma tazminatı, yaralı ile ilgili ailesinin manevi tazminat hak ve davaları iş sözleşmelerinde kıdem tazminatları belli başlı tazminat davalarıdır.
Bu tazminat davaları; trafik kazaları nedeniyle hukuki sorumluluk, motorlu araçların işletilmesinden doğan tehlike sorumluluğu, işleten sıfatı ve gerçek işleten – farazi işleten olarak sorumluluk, devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinin sorumluluğu, motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan kişilerin sorumluluğu, motorlu araç çalan veya gasbeden kişilerin sorumluluğu, işletilme halinde olmayan aracın sebep olduğu zararlardan sorumluluk, kazadan sonra yapılan yardım faaliyetlerinden doğan sorumluluk, hatır taşımasından doğan sorumluluk, işleten veya teşebbüs sahibinin sorumluluktan kurtulması halinde sorumluluk, genel hükümlerden doğan sorumluluk halleri, sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersizliğinin ortaya koyduğu sorumluluk, zararın hesaplanması ve tazminat miktarının belirlenmesi, trafik kazaları nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı sorumluluğu, trafik kazaları nedeniyle manevi tazminat sorumluluğu, sorumlular arasında rücu davaları, tazminat davalarında zamanaşımı , tazminat davalarında müteselsil sorumluluk, tazminat davalarının takibindeki hassasiyeti belirler.
Normal trafik kazalarında sorumlular, istisnalar dışında işleten, sürücü ve sigortacıdır. (2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m.85,91 vd.) Zarar görenler, ortaklaşa ve zincirleme sorumluluk kurallarına göre, aynı davada bu sorumluların hepsini dava edebilecekleri gibi, yalnız birini de dava edebilirler. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m.61 ve 163 vd.)
Trafik kazası ölümle veya bedensel zararla sonuçlanmışsa, davalı ister işleten veya sürücü olsun, ister tek başına sigorta şirketi dava edilsin, her zaman ve her durumda görevli mahkeme “asliye hukuk mahkemesi”dir. Trafik kazaları ticari bir olay olmadığından, ölüm sonucu destekten yoksun kalma ve bedensel zararlar nedeniyle tazminat davalarının yasal dayanağı, Türk Ticaret Kanunu değil, Türk Borçlar Kanunu hükümleridir. (TBK m.53,54,55)
Kazaya karışan araçlar ticari araç olsa dahi, eğer ölüm veya bedensel zararlar nedeniyle tazminat istenmişse, bu bir ticari dava değil, hukuk davasıdır. Davalılar arasında işleten ve sürücü yer almayıp, yalnızca sigorta şirketinin dava edilmesi durumunda dahi, tazminat isteğinin yasal dayanağı TBK hükümleri olduğundan ve zarar görenler ile sigorta şirketi arasında ticari ilişki bulunmadığından görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi’dir.
Ancak davalar, sigorta şirketlerinin itirazları ile yargıtay önüne gittiğinde, işleten ve araç sahibi ve sürücü için asliye hukuk mahkemeleri, sigorta şirketleri için ise ticaret mahkemeleri görevli sayılmaktadır.
Motorlu araç sahipleri, 2918 sayılı KTK’ nun zorunlu kıldığı, Trafik Sigortası dışında, “ferdi kaza sigortası” yaptırmışlarsa, bu TTK’ na tabi ticari bir ilişkidir ve uyuşmazlıklar ticaret mahkemelerinde görülür. Kasko sigortası da böyledir.
2918 sayılı KTK’ nun 95/1’ nci maddesinde, “sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez” der.
Bu davalar ticaret mahkemelerinde görülse dahi, tazminat talebinde bulunanlar avans faizi isteseler dahi, sigorta şirketleri ve vekilleri bu çekişmenin konusu trafik kazası olup ticari olmadığından yasal faiz uygulanmasını istemektedirler.
2918 sayılı KTK’ nun 109/2’ nci maddesi yollamasıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’ nun zamanaşımına ilişkin 66/d maddesine göre ölümlerde 15 yıl, e bendine göre 8 yıl zamanaşımı öngörülürken, 6102 sayılı TTK’ nun 1482 nci maddesinde sigortacıya karşı yöneltilecek istemlerde zamanaşımı 10 yıldır.
Yargıtay;”Dava, davalı şirkete ait Trafik ZMSS sigortalı araç ile, davacı şirkete ait aracın karıştığı kaza nedeniyle uğranılan maddi zararın poliçe ile sınırlı olarak, tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda uyuşmazlık davacı ve davalı şirket ticaret kanunu poliçesi yahut ticari ilişkiden değil, davacının işleteni olduğu araç ile davalıya sigortalı aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanmaktadır. Bu haliyle uyuşmazlığın haksız fiile dayalı alacak davası olduğu anlaşıldığından, davanın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesi”nde görülmesi gerekmektedir”demiştir.(Y.17.HD.E.2012/9255., K.2012/15203.,T.31.12.2012)
Maddi ve manevi tazminat davası, TBK hükümleri çerçevesinde sözleşmenin ihlali, trafik kazası neticesinde yaralanma veya ölüm, hekim hatası (malpraktis) sonucu ölüm, iş hukukundan kaynaklanan ihbar veya kıdem tazminatı, iş kazası sonucu yaralanma veya ölüm, suç işlenmesi, boşanma davası gibi birbirinden tamamen farklı hukuki nedenlerden kaynaklanan uyuşmazlıkları çözen bir dava türüdür. Tazminat davaları, sigorta şirketlerinin TTK.m.1301 kapsamında her türlü rücu davaları ve icra takipleri, Alpertunga Budak Hukuk&Danışmanlık Bürosu’ nun faaliyet alanıdır.
Alpertunga Budak
Avukat
Alpertunga Budak Hukuk & Danışmanlık Bürosu