HASTA VE HEKİM HAKLARININ HUKUKİ DURUMU :
Anayasa 10’ ncu maddesi; “…Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar..”
Anayasa 12’ nci maddesi;”Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.”
Anayasa 17’ nci maddesi;”Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. …”
Anayasa 56’ ncı maddesi;”Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. …Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak; işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.”
Sağlıkla ilgili olarak 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun mevcuttur.
Hekimin; tıbbi, etik, cezai, disiplin ve tazminat sorumluluğu vardır.
Tıbbi müdahale; anamnez, muayene, teşhis, tedavi, koruma ve ilaç yazılmasıdır.
Acil hasta, acil durum; acil servis girişlerinde TRİAJ ALANI oluşturulur. Kırmızı alan-öncelikli-çok acil/sarı alan-geciktirilebilir-acil/yeşil alan-minimal yani en az bakıma ihtiyaç duyanlar için/siyah alan-ölmüş ve bekleyebilir alanı olaak dört renk mevcuttur.
Kırmızı alana alınanların, hava yolu, solunum, dolaşım, mental durum, bilinç düzeyi üzerine odaklanılarak muhtemel yaşam kurtarma girişimleri sağlanır. Kırmızı grubundaki acil hasta, özel tedavi ücretini SGK’ dan alabilir.*
İnvazif işlemler, cerrahi işlem gerektiren uygulamalardır. Non-invazif işlemler ise cerrahi işlem gerektirmeyen durumlardır.
Advers tepki; zararlı ve istenmeyen tepkidir, ilaca bağlıdır.
Müdavi hekim, sürecin tamamını yüklenen hekimdir. Vekil hekim ise müdavi hekimden süreli devralan hekimdir. Nöbetçi hekim vekil hekim sayılır.
Hasta, yazılı beyanla hekim seçme hakkına sahiptir.
Epikriz Raporu; tıbbi ve hukuki belgedir. Hasta, sağlık kurumundan taburcu edileceği gün, hastanın uygulaması gerekenleri kapsar. Resmi bir rapor olmaktan çok, hekimden hekime yazılan bir bilgi notudur. Hastanın ilk hekimi, hastayı gönderdiği hekime veya ileride hastanın başvurabileceği olası bir meslektaşına hastası hakkında kanaatlerini belirtir.
Avukat, özel yetki içeren vekalet ile sağlık kurumundan “epikriz” ve dosyayı alabilir.
Reçete düzenleme, hekimin sorumluluğundadır. İlaç, tıbbi malzeme, fizik tedavi, diyet reçeteleri vardır. Reçete, bir hekimin devleti maddi sorumluluk altına soktuğu bir çek özelliği taşır, büyük bir yetkidir. Reçeteye ilacın dozu ve kullanma şekli yazılmalıdır.
Tıbbi rapor düzenleme; ıstırahat tayinidir. Hastayı korur ve hekimi hukuki sorumluluktan kurtarır. Hekim, ıstırahat verebileceği gibi epikriz notu olarak dosya kapsamında hastanın kontrollü davranışlar uygulamasını önerme bilgileri içerebilir (..ağır kaldırma, ani eğilip kalkma gibi)
Tıbbi uygulama yetki belgesi; Bakanlık veya yetki verdiği makamlardan alınmış izin belgesidir.
Sağlık kurumu, yataklı tedavi kurumudur ve Sağlık kuruluşu ise ayakta hizmet kuruluşudur.
Hekim ve sağlık kuruluşları için “tıbbi kötü uygulamaya ilişkin” zorunlu mesleki mali sorumluluk sigorta sistemi mevcuttur.
Tıbbi müdahale yöntemleri; batı tıbbı (standart bilimsel), yeni yöntemlerle deneysel, tamamlayıcı tıp olarak geleneksel olabilmektedir.
Hastalık evreleri; hiperakut, akut, subakut, kronik, terminal ve agoni ( ölümü bekleme anı ) şeklindedir.
Tedavi çeşitleri; curabl, palyatif, rehabilitatif ve koruyucu-önleyici olabilmektedir.
Kişinin yaşama hakkı, vücut bütünlüğünü koruma hakkı, kendi geleceğini belirleme hakkı, hastanın özerkliği belli kurallarla anayasa ve kanunların teminatı altındadır.
Ötenazi; aktif, pasif, dolaylı, iradi veya irade dışı türlere sahiptir. Hastanın özerkliği ve ya sağlık personelince uygulanan şekilleri vardır. Her ülkede yasak ya da değişik türlerde serbest olma hali vardır. Bunun sonucu olarak ölüm turizmi bile oluşmuştur. Yabancı ve ötenazi kolaylığı olan bir ülkede hayatının son günlerini çeşitli amaçları doğrultusunda geçirip istediği gibi ölen insanların ölüm işlemleri ve memleketlerine sevk işlemlerini kapsayan bir sektör oluşmuştur. Aktif ötenazi öldürücü ilaç ile uygulanmaktadır. Hukuka uygunluk nedenleri olarak; tıbbi endikasyon gereği ya da zorunluluk hali olabilir. Pasif ötenazi örneğin yaşam ünitesinin fişinin çekilmesi şeklinde olabilir. Bizde “ötenazi yasağı” vardır.
Tıbbi Malpraktis; tıbbın kötü uygulanmasıdır. Tıbba uygun olmayan girişimin sonucudur.
Endikasyon; tıbbi gerekliliktir. Endikasyonsuz tıbbi müdahale, hukuki ve cezai sorumluluk gerektirir.
Komplikasyon; tıbbi müdahalede risk almadır.
Gerçek kişi bakımından kişilik; ana karnından “sağ ve tam olarak doğum” ile başlar ve kazanılır. (Türk Medeni Kanunu madde 28) Nüfus Hizmetleri Kanunu’ nun 15’ nci maddesine göre her doğum 30 gün içinde nüfus memuruna bildirilmelidir. Çocuğun tam ve sağ doğumunu ispat yükü, bunu iddia edenin yükümlülüğüdür.( TMK m.6, 29 ) Henüz doğmamış çocuğa cenin denmektedir. TMK 28’ e göre cenin tam ve sağ doğum şartıyla ana rahmine düştüğü andan itibaren “hak ehliyeti” ne sahip olur. Tam ve sağ doğum hak ehliyeti açısından geciktirici şarttır. Ancak, şart gerçekleştiğinde doğan çocuk geriye etkili olarak kişilik kazanır.
Kişiliğin sona ermesi; Somatik ölüm (vücut ölümü) beyin ölümü, hücresel ölüm. Bitkisel hayatta beyincik soğanındaki faaliyet devam etmektedir. 2238 sayılı Organ Nakli Kanunu’ nun 11’ nci maddesine göre; “Bu kanunun uygulanması ile ilgili olarak tıbbi ölümün gerçekleştiğine, biri nörolog veya nöroşirürjiyen, biri de anesteziyoliji ve reanimasyon veya yoğun bakım uzmanından oluşan iki hekim tarafından kanıta dayalı tıp kurallarına uygun olarak oy birliği ile karar verilir. “ der.
Kadavra Donör; Beyin ölümü gerçekleştikten sonraki kişidir.
Defansif Tıp; Hekimlerin, tıbben herhangi bir gerekliliği olmamasına rağmen, hastalardan testler, ek araştırmalar istemeleri (pozitif defansif tıp-güvence davranışı) ya da yüksek riskli hastaları muayeneden kaçınmaları (negatif defansif tıp-kaçıngan davranış) şeklinde ortaya çıkan tıbbi davranışlar olarak tanımlanmaktadır. Hekim, kendine güvenmemesi halinde, malpraktis riskini hastaya yükleme art düşüncesi ile ya gerekmeyen işlemleri yapar, ya da gerekli işlemleri yapmaz.
Pozitif Defansif Tıp Uygulamaları; Hastaneye yatması gerekmeyen hastanın yatırılması, gerekmeyen konsültasyonların istenmesi, sık vizit yapma, gerekmeyen ameliyatların yapılması, ayrıntılı kayıt tutma, hasta ve yakınlarını bilgilendirmeye aşırı özen gösterme vb.
Negatif Defansif Tıp Uygulamaları; Riskli hastalardan kaçınma, riskli tedavi yöntemlerinden kaçınma, riskli cerrahi girişimlerden kaçınma vb.
Defansif Tıp Uygulamalarının Nedenleri; Yargılanma korkusu, basın yayın organlarının etkisi, bilgi eksiğinin ifşasında çekinme vb.
Bu konuda tespit güçlüğü ve bilirkişilerin kolaya kaçması nedeniyle, literatür çalışmalarında defansif tıpla ilgili bir yargı kararı veya davaya rastlanmamaktadır.
“Hastadan alınan rıza etki altında alınmamalıdır.”
Otopsi ( Autopsy); Adli otopside karar makamı savcıdır. Tıbbi otopsi, ölüm nedenini ortaya çıkarmaya yarar.
Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun; Madde 1; Türkiye’ de hekimlik yapmak için Türk olmak şarttır. Madde 8; Madde;11 “ Mahkemeler bilirkişi olarak bu kanunda Türkiye’ de hekimlik yapma yetkisine haiz hekimlere başvurabilir.
Avukat; bilirkişi isterken bilirkişiye tevzii yanında, bilirkişinin branşını da belirtip, detay vererek, bilirkişiyi iyi tanımlamalıdır.
TŞSTİDK m.24; ilan ve reklam yasağı ile ilgilidir, m.25; diplomasız işlem için 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezasını öngörmektedir.
Hemşirelik Kanunu; hemşirenin işlemleri bağımlı işlem ve bağımsız işlem olmak üzere ikiye ayrılır.
Avukat olarak, bir davaya müdahil olunacağı zaman, dava ile ilgili tıbbi varakayı tahrifat görmeden ya da yok olmadan el koyup, delil niteliğini devam ettirmek gerekir. Sağlık hukukunda, “uzman kişi” gerektiğinde bilirkişi’ nin karşısına çıkarılmalıdır. Sağlık hakkı, pozitif statü hakkıdır. (Anayasa m.2/5)
Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun m.9;”Bir eczanenin mes’ ul müdür tarafından mahcur namına idare edilmesi hacredilen eczacı hakkındaki hükmün ref’ine veya kendisinin vefatına; sanatın icrasından mütevellit maluliyet dolayısıyla bir eczanenin mes’ ul müdür tarafından idaresi malul eczacının ölümüne kadar devam eder. Ölen bir eczacının karısı veya kocası veya çocukları namına mes’ ul müdür tarafından idaresi 5 seneyi geçemez. Mes’ ul müdür bir eczacı olmalıdır ve diploması Sağlık Bakanlığından tescilli olmalıdır.
Tıp hukukuyla ilgili bazı kanunlar; Umumi Hıfzısıhha Kanunu, Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun, Nüfus Planlaması Hakkında Kanun, Türk Tabipler Birliği Kanunu’ dur.
Devlet memuru hekimin soruşturma konusu olması halinde, Savcılık, hekimin bağlı olduğu İdare’ den soruşturma izini ister.
Sağlık turizmi ve hukuku başlı başına bir hukuk alanıdır.
Sağlık hukukunda arabuluculuk vardır. Tüketici mahkemelerinde ayruıca ihtiyari arabuluculık mumkündür. Arabuluculuk bir kısım sağlıkla ilgili davalarda dava şartıdır. Malpraktis’ e dayalı hukuki uyuşmazlıklarda, dava yoluyla uyuşmazlıkların çözümüne göre arabuluculuk yönteminin “gizlilik” açısından büyük önemi vardır. Hekimler, davasız çözümden yanadır.
Yaşam Hakkı, Sağlık Hakkı, Hasta Hakları ve ilgili yükümlülükler çok önemlidir.
Yaşam hakkı en temel haktır. (Anayasa m. 17/1, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m.2, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi m.6)
Sağlık Hakkı; Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) anayasası, 1978 Alma-Ata Bildirgesi.
Sağlık; biyopsikososyal olarak “tam iyilik” halidir. ( Anayasa m.56;”Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.)
Hasta Hakları; Lizbon Bildirgesi 1981 Dünya Tabipler Birliği.
Amsterdam Bildirgesi.
İnsan Hakları ve Biotıp Sözleşmesi
Hasta Hakları Yönetmeliği ( madde 5 önemli), sağlık hizmetlerine ulaşma hakkı, bilgi isteme hakkı (m.7) , sağlık kuruluşunu seçme ve değiştirme hakkı, personeli tanıma, seçme ve değiştirme hakkı, öncelik sırasının belirlenmesini isteme hakkı, özen yükümlülüğü isteme hakkı, tıbbi gereklere uygun teşhis, tedavi ve bakım isteme hakkı, kayıtları inceleme hakkı, mahremiyete saygı gösterilmesi hakkı, ayrımcılığa uğramama hakkı, tedaviyi red hakkı, onuru ile ölme hakkı-bilinci açıkken talep ettiğinin bilinci kapalıyken de dikkate alınması, vicdani kanaat ve inançlara saygı hakkı, bilgilerin gizli tutulması (m.23), refakatcı bulundurma hakkı mesela felçli hastaların rehabilitasyonu şartları, kişinin rızasına dayansa bile kişilik hakkından vazgeçilemez, ilaç ve terkiplerin araştırma amacıyla kullanılması şartları vb.
Tıbbi gereklilikler dışında müdahale yasağı ve ötenazi yasağı gibi yasaklar vardır.
Şikayet Prosedürü; Hasta hakları kurulu, 15 günde toplanır, karar en geç 30 gün içinde alınır, karara 30 gün içinde itiraz edilebilir.
Hastanın yükümlülükleri; Kendi sağlığını koruma yükümlülükleri, işbirliği yükümlülükler, hastanın hekimin tavsiyelerine uyma yükümlülükleri, işbirliği yükümlülükleri (anamnez, tedaviyi doğru uygulama, randevuya gelme), tıbbi müdahaleye katlanma yükümlülüğü, yasal katlanma yükümlülüğü ( rızanın aranmadığı haller), bildirme yükümlülüğü (hastalıklar, allerji,özellikli durumlar…), ücret ödeme yükümlülüğü, endikasyonsuz rapor ve ilaç talebinde bulunmama yükümlülüğü, (bağkurlu hastanın laparaskopik tedavisinin bulunması-diyor ki eczacıya bir akşam voltaren enjeksiyon yaptırdım. Siyatik sinirim bozuldu. Şikayet ediyor ve ceza davası açıyor –eczacı tarafından ve eczanede enjeksiyon yapılamaz-eczacı hatırlamıyorum, yapmışımdır diyor. Hastada bulgular ve hekim, adli tıp, EMG raporları var. Uyumlu. Ancak eczacı beraat ediyor…vb.
Not; “Dava açarken her zaman haksız fiilden gitme. Sözleşme ilişkisinden git.” İlliyet esastır.
Exstra; “Güçlü kemik yapısı bol güneş alma ile olur.”
Hastanın, sekonder kazanç varlığı ( mesela ayağını bacak kısmından don lastiği ile sıkıp ıstırahat almak- kendini askerliğe elverişsiz hale getirecek eylemler – medikal tedavi yeterliyken, cerrahi müdahale istemek…)
Alpertunga Budak
Avukat
Alpertunga Budak Hukuk & Danışmanlık Bürosu